Melahat Canbaz
melahatcanbaz@windowslive.com
SABIRLA YENEN KORUK HELVA OLUR
04/11/2015 SABIRLA YENEN KORUK HELVA OLUR Sabır herhangi bir şeyin olmasını beklerken, içinde bulunduğumuz mevcut şartlara tahammül gösterip dayanabilme, ruh halini bozmadan pozitif düşünebilme, yeteneğidir. Genellikle beklenen durum karşısında dayanıklı, mütevazi ve gayretli olmaktır. İslam Dini’nde ise kendini tutma, şeytanın vesvesesine kapılmama, anlamına gelir. Yaşarken başımıza gelen her türlü dert, keder, hastalık, zorbalık, şiddet, felaket, yoksulluk, acı, ölüm, elem karşısında metanetimizi koruyup, Allah’tan ümidimizi hiç kesmeden, kendimizi yok saydırıp ezdirmeden, başımıza gelen her türlü kastı kasveti, belayı, şiddeti sessizce Allah’a sığınarak üzerimize düşenin en iyisini yapmayı başarmaktır, sabır. Sabır, bir şeyin olmasını beklerken, başımıza gelen musibetlere katlanırken dosta güven verip, düşmana korku salma becerisidir. Şeyh Edebali ‘’Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır.’’demiştir. Sabır, yerinde ve zamanında gösterilebilirse anlam kazanır. İş işten geçtikten, her şeyi kırıp döktükten sonra sabırlı olmak için çaba sarf etmek, boşa kürek çekmektir. İnsanoğlu yaşamının her karesinde sabırla yanyana yol arkadaşlığı yapmaya mahkumdur. Bir şeylerin olmasını istemek insanın en doğal isteğidir. Ama hemen olmasını beklemek, bence boşa zaman kaybıdır. Moliere‘’Yavaş büyüyen ağaçlar en iyi meyveyi verenlerdir.’’demiştir. Buradan anlaşıldığı gibi her şeyin bir zamanı vardır. Ben bugün bu ağacı diktim, yarın meyvesini istiyorum, diyebiliyor muyuz? Ve ya bu yıl yazı kış, kışı yaz olsun deme şansımız var mı? Eğer yoksa hayatın akışının, olayların denetiminin bizim elimizde, bizim denetimimizde olmamasından kaynaklıdır. Yaşadığımız dünya bizim dışımızdaki unsurlar tarafından yönlendirilip, yönetilmektedir. Bizim hayatı yönetme konusuna insan olarak pek bir etkimiz yoktur. Hal böyle iken bir şeylerde aceleci olmak, sabırsızlık göstermek, yana yakıla feryat etmek çok anlamsızdır. Ağlamak, sızlamak ortalığı velveleye vermek sanal gündem oluşturmaktan, düşmanlarımızı sevindirmekten başka bir işe yaramaz. Oysa sabır göstererek beklediğimiz bu zaman diliminde dostlarımıza umut aşılamak, düşmanlarımıza ise korku salmak, prim vermemek gerekir. Sabır her derdin ilacıdır. Paulo Coelho’’ Ruhsal yoldaki en zor iki sınav: doğru anı beklemek için sabır ve karşılaştığımız şeyle hayal kırıklığına uğramamak için cesarettir.’’ demiştir. Olayların iyi sonuçlanması, istediğimiz doğrultuda gerçekleşmesi için doğru anı beklemek çok büyük bir kazançtır. Karşılaştığımız olaylarda da hayal kırıklığına uğramadan sessizce beklemek büyük bir cesarettir. Sabır ya sabır dedik de sabrın gösterilmeyeceği yerler de vardır. Sabır derken düşmana kendimizi ezdirmek, gururumuzu çiğnetmek sabır değildir. Erdemli, sağduyulu ve inançlı bir insan başına gelenleri sabreden, sabredilecek şeylerin ayarını iyi yapan, sabır gösterilmemesi gereken zamanda da usulüne uygun başkaldıran, karşı çıkandır. Körü körüne sabır gösteriyorum, diyerek kendimizi ezdirmemeliyiz.
Peygamber Efendimiz (SAV)’’ Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemiyorsanız dilinizle düzeltin. Dilinizle düzeltemiyorsanız içinizden buğz edin.’’ buyurmuşlardır. Hadis-i Şerif çok açık bir şekilde olumsuz olaylar ve davranışlar karşısında sessiz kalmamamız gerektiğini vurgulamıştır. Bunun yanında ben bütün olumsuzlukların düşmanıyım, bu kötülükleri düzelteceğim, diye insanlara zarar verip, korku salmak, şiddete yönelmek hem insani değerler açısından hem de dinimiz açısında kabul gören bir davranış değildir. İnsanın en akıllısı her türlü aşırılıktan uzak durandır. Yüce Allah zira bu tür insanları her zaman cezasız bırakmamıştır. Ayrıca sabır insanı olgunlaştırır. Bu olgunlaşma kendiliğinden olmaz. Bazı olayları yaşamak gerekir. Bazı acıları görmek gerekir. Olgun insan da nerde nasıl davranacağını bilen, erdemli insandır. Nasıl her meyvenin bir olgunlaşma zamanı varsa, zamanı gelmeden bu meyveyi yiyemiyorsak, her olayın da bir zamanı vardır. Ham meyveleri güneş vesile olup olgunlaştırıyorsa, insanın düşüncelerini de yaşadıkları olgunlaştırır. Gerçek böyle olmasaydı insan bir yıl önce düşündüklerini eleştirmezdi. Her insan da olur bu. Beş yıl, on yıl ya da bir yıl önce olumlu bulduğumuz bir davranışımızı belli bir zamandan sonra anlamsız bulabiliriz. Tamam dediğimiz şeyleri belli bir zaman diliminden sonra hayır diyebiliriz. Bunun sebebi yaşadıklarımız sonucunda düşüncelerimizin olgunlaşmasıdır. Negatif düşünceler içinde fevri davranmak, isteklerimizin hemen olmasını beklemek büyük bir yanılgıdır. Her zaman olayların gerçekleşmesi başka olaylar zincirine bağlıdır. Halkalardan hepsinin tamam olması gerekir. Önemli olan doğru zamanın gelmesini beklemektir. Allah, sabır gösterenlerin dileğini er veya geç gerçekleştirecektir. Şair; Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği ettiği günler Hakk’ın… Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın. diyerek, ne güzel de ifade etmiş sabrın meyvesini. Aristoteles ‘Sabır acıdır, ancak meyvesi tatlıdır.’’ demiştir. Sabır göstermek, olayların beklediğimiz sonuca ulaşması için, gerekli zamanı bağışlamak, acıları tahammül edip başımıza gelenlerden ders çıkarmak, ne büyük bir davranıştır. Biz Eyüp Peygamberimizin sabrını bilen ve bu sabra gıpta eden bir milletin evlatlarıyız. Her şeyi menfaatimiz doğrultusunda olmasını beklememeliyiz. Olayların birbirine etkisi, birbirine faydası ve zararı vardır. Akıp giden bir günün bir saniyesine müdahale edemiyorsak, sabır bizim yol arkadaşımızdır, demektir. Sabırlı olalım, başımıza gelenlere sabır gösterelim. Bazı şeyleri oluruna bırakalım. Bazı şeyleri bekleyelim, sabrın tadına varalım. Zira sabırsızlık en büyük düşmanımızdır. Bir bela bir musibet karşısında ilk aklımıza gelen sabır olmalıdır. Eğer sabırsız davranırsak sabretmekten alacağımız huzur ve mükafaat yok olacaktır. Sabırsızlığımız sonucunda kazanan düşmanlarımız olacaktır. Millet olarak başımıza gelenleri sabır göstermeli, duygularımıza yenilmemeyi öğrenmeliyiz. Bütün oyunların gençlik üzerine oynandığı bu çağda eğitimcilerimize çok iş düşmektedir. Eğitim çağının her döneminde gençlerimize sabır konusunda rehberlik edilmeli, bu büyük erdemi her şeyden önce gençliğimize kazandırmalıyız. Gençliğimize aşıladığımız bu erdemli davranış bizi öfkeyle kalkıp zararla oturan bir millet olmaktan kurtaracaktır. Duygularını yenilip hata yapanları azaltacaktır. Bir milletin en büyük zenginliği gençliğidir. Sabır zaman içinde çoğu insanda gelişir, olgunlaşır ama öncesinde sabrın faydalarını gençliğimize anlatmak sabırlı olma yolunda atılan sağlam bir temel olacaktır. Bu temelin üzerine tecrübelerle örülmüş duvar daha sağlam olacak, bunun sonucunda da ayakları sapa sağlam yere basan, başına gelenlere sabır gösteren, yaşadıklarından ders alan, duygularını yenilmeden dik duruşuyla yoluna devam eden bir gençliğimiz olacaktır. Gençliğimiz bizim teminatımızdır. Hepimize Eyüp Peygamber sabrı nasip olması dileğimle. Sabırlı günler!!!!! Melahat CANBAZ Acıpayam EBS Kad.Kol.Bşk. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
VEFA İNSANA YAKIŞAN YÜCE BİR ERDEMDİR - 17/11/2019 |
VEFA İNSANA YAKIŞAN YÜCE BİR ERDEMDİR |
KİŞİLİĞİNİ TAMAMLAMIŞ İNSAN - 28/03/2017 |
KİŞİLİĞİNİ TAMAMLAMIŞ İNSAN |
HASET ETMEK - 10/06/2016 |
HASET ETMEK |
KARANLIĞIN EN KOYU OLDUĞU AN, AYDINLIĞIN EN ÇOK YAKLAŞTIĞI ZAMANDIR - 19/01/2016 |
KARANLIĞIN EN KOYU OLDUĞU AN, AYDINLIĞIN EN ÇOK YAKLAŞTIĞI ZAMANDIR |
DİKKAT İŞ VAR! - 25/08/2015 |
DİKKAT İŞ VAR! |
ZAMANI YÖNETMEK - 03/07/2015 |
ZAMANI YÖNETMEK |
DEĞERLERİMİZ, ANA SÜTÜ GİBİ CANDAN, ANA SÜTÜ GİBİ TEMİZ - 20/05/2015 |
DEĞERLERİMİZ, ANA SÜTÜ GİBİ CANDAN, ANA SÜTÜ GİBİ TEMİZ |