sitene türk bayrağı

   


Metin ALKAN
metin_alkan_20@hotmail.com
DÜNYA TARİHİNDE TAPINAK ŞOVALYELERİ
25/05/2016

DÜNYA TARİHİNDE TAPINAK ŞOVALYELERİ

            Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

    Tapınak Şövalyeleri olarak bilinen tarikat, Fransız Hugues de Payen -nam-ı diğer Büyük Üstat- tarafından 1119 yılında Kudüs’te kuruldu.

    Öncelikli amaçları Hristiyan hacıları korumak olan ve başlangıçta 9 şövalyeden oluşan bu grup, 1129 yılında Katolik Kilisesi tarafından resmen tanındı.

    Kudüs’ün fethi sırasında gösterdikleri üstün başarılar sayesinde Kudüs Kralı tarafından fazlaca değer gören 9 şövalyeye konaklamaları için ‘Süleyman Mabedi’ tahsis edildi.

    Başlangıçta 9 şövalyeden oluşan tarikat, gün geçtikçe sayısını artırdı ve sayıları 15. 000’ leri buldu.

    Savaşlarda elde edilen başarılarda pay sahibi olan bu Tapınakçılar, zamanla Papa tarafından imtiyazlı hale getirildiler.

    İstedikleri yerde rahatça hareket edebilen bu tarikata katılmak, birçok Avrupalı soylu tarafından hedef haline gelmiş ve bu bağlamda tarikata oldukça yüklü miktarda para vermişlerdir.

    İşin içine ‘maddiyat’ girince bozulan her şey gibi Tapınakçılar da zamanla asıl hedeflerinden sapmışlar ve Tapınakçı kelimesi zenginlik ve güç kavramlarını kapsayan bir olgu haline gelmiştir.

    Elde ettikleri güç sayesinde artık Avrupalı krallar tarafından tehdit olarak görülen Tapınakçılar, 70 senelik bir hükümranlık sonunda, 1189’da Kudüs elden çıkınca güç kaybetmeye başlamışlar.

    Fransa Kralı IV. Philippe’ in kafirlik, eşcinsellik, dinsizlik ve putperestlik gibi suçlamaları yönelttiği Tapınakçılar, Papa tarafından aforoz edilmiş ve birçoğu yakılarak idam edilmiştir.

    İlk yakılarak öldürülme 13 Ekim 1307 yılı, Cuma günü gerçekleşmiştir. 13 rakamının uğursuzluğu ve ‘Kanlı Cuma’ nın kaynağı bu engizisyon zulmüdür.

    Bu engizisyon zulmünden kaçabilmeyi başaran Tapınakçılar’ın bir kısmı yer altına saklanmış, daha sonra ‘Masonluk’ olarak bilinecek kavramın temellerini atmıştır.

    Şimdi gelelim işin ilgi çeken kısımlarına.. Tapınak Şövalyelerinin itham edildiği suçlardan birisi, dinsizlik yani Katolik Kilisesine karşı başkaldırı idi. Ayrıca putperestlik ile suçlandılar. Peki bu suçlamalar ne kadar gerçeği yansıtıyor?

    Bu konularda çok çeşitli iddialar var. Hatta çoğumuz günlük konuşmalarımızda ‘İllüminati ve Masonlar’a’ zaman zaman değiniriz. Dünyayı yönettiklerinden, herkesi etkileri altına aldıklarından dem vururuz. Nereden çıkıyor bu söylentiler? Kaynağı nedir?

    Bilindiği gibi ‘İllüminati’ denilince akla direkt olarak para, güç, mistik güçler gibi kavramlar geliyor. Tapınak Şövalyelerinin temelini oluşturduğu Masonluk, bunlara nasıl sahip oldu?

    Bu konuda en geçerli sebep elbette ki zamanında Avrupalı soyluların, Tapınakçılara katılabilmek için verdikleri servetler gösterilebilir.

    Galerinin başında Tapınak Şövalyeleri’nin, Kudüs’te ‘Süleyman Mabedi’ olarakta bilinen mabette ikamet ettiklerini söylemiştim. Burası önemli işte. Hadi birazcık bu mabetten bahsedelim.

    M.Ö. 970 – M.Ö. 930 yılları arasında yaşadığına inanılan Hz. Süleyman, yüzyıllar sonra bile halen konuşulmaya devam eden bir ihtişam içinde yaşadı. Döneminin en zenginlerindendi.

    Hz. Süleyman, hükümdarlığının 4. Yılında, ‘Süleyman Mabedi, Süleyman Tapınağı veya Kutsal Ev’ olarak bilinen mabedin yapım emrini verdi.

    Bu mabet Süleyman’ın ölümünden sonra fazlasıyla tahrip olmuş olsa da bir duvarı halen ayaktadır. Şu an bilinen ismi ile Ağlama Duvarı.

    Bu mabedin yapılmasının Tanrı tarafından kendisine rüyasında tebliğ edildiğini söyleyen Süleyman, mabedin yapımında her kesimden insanı çalıştırdı. Kur’an kaynaklı olmak üzere, çalışanlar arasında cinler de vardı.

    Kur’an’da Hz. Süleymandan sık sık bahsedilir. Emrine verilenlerin sadece insanlar değil bunun yanında cin topluluklarından da bahseder ve Hz. Süleyman’ın bunları yönetebildiği ve işlerinde kullanabildiği anlatılır.

    Kur’an’da da bahsedilen bu cinlerin büyü yapmayı bildikleri fakat bu büyüleri insanlara anlatmalarının, onlarla bu gizli öğretileri paylaşmalarının yasak olduğu geçer.

    Buna rağmen bu cinlerin bildikleri bu büyü ve sihirleri, dönemin falcıları ve kahinleri ile paylaştıklarından ve kahinlerin bu büyüleri kullanmalarından dolayı ahirette uğrayacakları ziyandan bahseder. (Bkz. Enbiya Suresi - 81, Bakara Suresi - 102, Neml Suresi 16 – 17)

    Kahin ve büyücülerin bu bilgilere nail olduklarını öğrenen Süleyman’ın derhal bu sihir ve büyülerin yazılı olduğu kağıtları toplattığı ve kendi mabedine gömdürdüğü söylenir.

    Gelelim can alıcı noktaya. Kudüs Kralı tarafından konaklamaları için Süleyman Mabedi tahsis edilen Tapınak Şövalyelerinin yada şu anki ismiyle Masonların zenginliğinin altında yatan sebep bu kitaplara ulaşmaları olabilir mi?

    Dinsizlik, puta tapma gibi suçlamalar yöneltilen Tapınakçıların bu gizli öğretilere ulaşarak sihir ve büyü ile uğraşmış olmaları ve bunun sonucunda da maddi güç elde etmiş olmaları ne kadar olası?

    Masonlar dediğimiz topluluğun şu an elinde bulundurdukları söylenen ‘gücün’ kaynağı bu kitaplar ve içlerinde yazan sihir ve büyüler mi?

    Yorum sizlerin..

   kökeni Haçlı Seferleri'ne dayanan bir örgüttür. Hıristiyanlık uğruna savaşmaya and içmiş bir Haçlı tarikatı olarak kurulmuş, ancak zamanla hem sapkın bir öğretiye kapıldığı hem de maddi çıkara dayalı kapitalist bir düzen kurduğu için Kilise ile ters düşmüştür.

   Tapınakçılar hakkındaki söylentiler sonucunda tarikat, Fransa Kralı ve Papa'nın ortak kararıyla dağıtılmış ve şövalyeler tutuklanmıştır. Yıllar süren sorgulamalar sonucunda tarikatın gerçekten sapkın bir öğretiye inandığı, bugün Satanizm gibi akımlarda gördüğümüze benzer kara büyü ayinleri yaptığı ortaya çıkmış ve örgüt tamamen yasaklanmıştır. Bazı tarihçiler, Tapınakçıların  yargılanması ve dağıtılmasının Ortaçağ'ın en önemli sosyal olaylarından biri olduğunu belirtirler. Çünkü tarikat, yasaklanmadan önce gerçekten büyük bir güce ulaşmıştır.

   Hikayenin asıl ilginç yönü ise, Tapınak Şövalyeleri tarikatının dağıtılmasından sonra başlar. Yaygın kabule göre, tarikat varlığını yer altında sürdürmüş, Kilise'ye ve genel olarak İlahi dinlere karşı şiddetli bir aleyhtarlık geliştirerek yaşamış ve uzun vade içinde masonluk olarak bildiğimiz örgüte dönüşmüştür. Masonların, din karşıtı felsefelerin, devrimlerin veya siyasi hareketlerin içinde hep aktif olmaları, söz konusu Tapınakçı geleneğin bir sonucudur.

   Bunun anlamı şudur: Tapınak Şövalyeleri bugün de yaşamaktadırlar. Ancak "masonluk" ismi altında. Bugün masonluğun en üst derecelerine varanlar "Tapınağın Koruyucusu" gibi şövalye ünvanları alırlar. Amerika'da halen Tapınak Şövalyeleri (Knight Templar) adıyla toplanan localar, masonlukla içiçedir. Masonluk ise, hem Tapınakçı geleneğin başlıca özelliği olan din aleyhtarlığını sürdürmekte, hem de kimi zaman illegal mafya yöntemlerini de kullanarak uluslararası bir çıkar örgütü olarak faaliyet göstermektedir. Bu illegal yöntemlerin P2 mason locası ve Karındeşen Jack cinayetleri gibi ilginç örneklerini kitabın ilerleyen bölümlerinde inceleyeceğiz. Dahası Tapınakçı/mason örgütlenmesinin Türkiye'nin yakın tarihi üzerindeki bazı etkilerini yaşayarak görmekteyiz.

   Ve tüm bunlar, bizlere; tarihin ve güncel olayların akışının kimi zaman göründüğünden farklı olduğunu, doğal olarak geliştiği zannedilen süreç ve olayların ardında bazen karanlık amaçlar bulunduğunu göstermektedir. Allah'ın Kuran'da bizlere haber verdiği gibi, "kötülüğü örgütleyip düzenleyenler" (Nahl Suresi, 45) vardır ve bunlar kimi zaman yanı başımızdadırlar.

   İbâdet tahtımdır, hidâyet tâcım,

   Başka hiçbir tâca, yok ihtiyacım,

   Her an, her mekânda Sana muhtâcım,

   Kapında secdesiz, bırakma beni! 

   Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.

             METİN ALKAN

       EĞİTİMCİ YAZAR



2149 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ŞU AHİR ZAMANDA KIYAMET ALAMETLERİ - 31/08/2024
ŞU AHİR ZAMANDA KIYAMET ALAMETLERİ
MUHARREM AYI- AŞURA GÜNÜ ÖNEMİ VE DEĞERİ - 17/07/2024
MUHARREM AYI-AŞURA GÜNÜ ÖNEMİ VE DEĞERİ
DİNİMİZDE KUL HAKLARI - 19/04/2024
DİNİMİZDE KUL HAKLARI
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ - 18/03/2024
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
ORUÇ AYI RAMAZAN'IN ÖNEMİ - 12/03/2024
ORUÇ AYI RAMAZAN'IN ÖNEMİ
İSRA VE Mİ'8AC - 06/02/2024
İSRA VE Mİ'RAC
EBU UBEYDE BİN CERRAH - 21/12/2023
EBU UBEYDİ BİN CERRAH
ORTAASYADA ANADOLUDA BALKANLARDA AVŞAR TÜRKLERİ - 24/11/2023
ORATASYADA ANADOLUDA BALKANLARDA AVŞAR TÜRKÜLERİ
NAMAHREMDEN SAKINMAK - 29/09/2023
NAMAHREMDEN SAKINMAK
 Devamı
LİDER TARIM
 
Aktif Ziyaretçi30
Bugün Toplam267
Toplam Ziyaret6754427