BAKİCAN
bakican@gmail.com
GEÇİCİ DÜNYA
29/01/2015 Gün içerisinde öyle duygu devinimleri yaşıyoruz ki. İnancı tam bir doktor abimin söyledikleri aklıma geliyor bazen “Valla bakicim, inancım olmasa emin ol bende dayanamazdım.” İnsanı ayırmadan gülümsemeli bazen hayat, deliler deyip geçtiğimiz, bazen çocuklarımızın sıkıntıya soktuğu insanların arasında burasının dünya olduğunu kanıtlarcasına sonradan katılan insanlar var. İnsanız, egosu her şekilde en yüksek, küçük dağları kendisinin yarattığını
sanan bir yaratıktan başka bir şey değiliz aslında. Yaradanımız kurallarını
öylesine ortaya koymuş kurallarını ki, muntazam bir işleyişin güzelliğini
bizlere sunarken, bizler düşünmüyoruz. Ne içtiğimiz suyun kıymetini
bilebiliyoruz bazen, ne kırdığımız kalpleri topladığımızda yaptığımız
ibadetlerle bile temizleyemeyeceğimizin farkına varabiliyoruz. Kırmaya devam, oysa o kalp denilen şey Rabbimin en güzel yaşam
kaynağımız ve akşama kadar her salise bir et parçası dediğimiz kaslarımızın
akşama kadar yaratıcısını zikrettiğini unutuveriyoruz. Artık her şeyin bir hediyesi
var, hizmetimizin bile maddileştiği bir dünyanın içinde soruyorlar bana hedefin
ne diye. Size en önemli sırrımı vereyim, beni bu seviyeye getiren
ağabeylerimden, toplum ahlakını veren abimlerimden bin kere razı olsun. Onlar emeklerinin hediyesini
almadan hizmeti memlekete faydalı bir çocuk yetiştirmek ve inancımıza güç
olması için, inançlı gelecek nesiller olsun diye verdiler. Maddeleşen bu dünyanın içinde insanların
kalplerini kırmakla kalmayıp kullanır olduk, marketlerden aldığımız ürünler
gibi. Kullanma süreleri bitince atıverdik. Bazen kendi düşüncelerimizi
insanlara en büyüklerimiz istiyor dercesine, emir böyle diyerek yaptırdık insanlara.
Bazen de iki dudak arasında yaşamak zorunda kalan insanların bizden başka
çareleri olmadığının bilinci güç verdi. Bu güçte bizi ezmeye yönlendirdi
beklide. Hani dostunun derdiyle dertlenen insanlar nerede? Rabbim bize iş verdi, aş verdi, kadir kıymet bilecek eş verdi.
Verdi de bu dünyada nimet olarak her şeyi verdi ama biz bazen kendimizi hesaba
çekip şükrü unuttuğumuzu bile düşünmedik. Burası dünya idi, imtihanımız en
sevdiğimiz insanlardı işte. Rabbim verdi derdi bazen kendimize, bazen annemize
verdi, bazen babamızı dünyadaki çilesi bitti dercesine ebedi aleme aldı. Biz
şükretmeyi unuttuk yine. Mekan verdi bize bir de bazılarımıza belkide rızık
kapısı olsun diye makam verdi. Dünya gelip geçiciydi işte, ne mrmut
edebiliyordunuz, ne işçi statüsüne koyabiliyordunuz 4 / C hükmünde… Bazen
kendimizi bu dünyaya “Kazık çakmaya mı geldin, gideceksin, dönüş gene onadır”
diyen büyüklerimizin sözlerini kulak ardı edercesine dinlemeyip daimi sandık
kendimizi bu dünyada. Başımız dara düştü, sarıldık Allah’a. Serhan Keserlioğlu
abimin yeni çıkan kitabının sloganı ne güzel ders veriyordu insana “ Allah
zaten Allah, Sen kul olmasını bil yeter!”
Makam geçicidir, bu dünya gibi ve sen ey insanoğlu sana kılıç
verildiyse Rabbinin emrettiği gibi kalp kırmadan Efendimizin dediği gibi
kırılan kalbi hiçbir ibadetin temizleyemeyeceğini bilerek, söyleyerek değil
sadece yaşayarak ve hakkıyla savur ki o kılıç, o kelam, o kalem sevdiğini, seni
seven insanları yaralamasın. Bu dünya geçici canım, giderken öbür tarafa dört adam lazım,
bulursun illaki ama "Nasıl Bilirsiniz, haklarınızı helal ediniz" diye
sorup helallik istiyor. Zulm edersen ahiretinin hesaba çekilme sebebi
"Hakkımı helal etmiyorum" diyen biri olabilir. Ey insanoğlu Rabbin bile kullarının işlerini kolaylaştırırken,
senin mevki, makam, mekân için kardeşini, arkadaşını, senin fikrinle bir olanı,
fikrinin karşında duranı zora sokman, sevdiğin insana imtihan olmak çaban
nedir? Zamane kelamıyla söylenen bir ifadeyle "Mobbing" en
kolay kul hakkı yemektir. Kul hakkıyla gelmeyin diyor yüce yaratıcımız. Elbet
bir işleyişi var bu alemin, çok uzağa gitmeden kendimize bakmamız yeterli, her
hücrenin bile bir yapısı, işleyişi varken düzeni bozmayacak şekilde de hareket
etmeli elbette. Ama en büyük mükafat sabır. Herşeye rağmen hayat devam ediyor
işte, şimdi kapat bilgisayarı, dünyanı vaktinden çalan sosyal paylaşım
sitelerini ve seni senden alan her şeyi, birkaç dakika dahi de olsa kendine
vakit ayır. Kaç kalp kırdın bu zamana kadar, kaç kişinin hayatının
değişmesine verdiğin kararlarla sebep oldun, kaç kişinin işini düşünmeden son
verdin o insanın çaresizliği oldun. Kaç kalp kırdın? Elde ettiklerinin sahibi
kim? Sen misin? Bir düşün. Seni yalnız bırakmayacağım, düşünüyorum bende seninle
birlikte. Kalplerimiz bir kardeşim üzülme. BAKİ EVKARALI http://www.facebook.com/bakican bakican@gmail.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SENİ YAZMAK - 03/03/2015 |
Düşümün en can alıcı yerinde hayata uyanmak gibi bir şeydi seni bulmak. Kanadından vurulmuş uçurtmaların peşine düşmüş düşlerin kül renginde bir arayıştı kelimelerinden seni yaşamak ve ben bir yaz mevsimindeyken çırılçıplak karın ortasında bırakılan |
İCLALİM’E (DOĞMAMIŞ KIZIMA) - 18/02/2015 |
Kızım, canımın yongası, özümün aynası, ay parçam, canım. Ne sancılı bir bekleyiştin sen, annen ve benim için… Umut, mutluluk getirdin sen bize isminle… |
AŞK MI? O DA NE? - 10/02/2015 |
Yirmi birinci yüzyılda Mecnun yaşasaydı, çöller yerine loş ışıklı, desibeli yüksek gürültü kirliliği, boya küpüne düşmüş |
AŞK MI? O DA NE? - 10/02/2015 |
Yirmi birinci yüzyılda Mecnun yaşasaydı, çöller yerine loş ışıklı, desibeli yüksek gürültü kirliliği, boya küpüne düşmüş |
BİR DÜŞ KUR! - 19/01/2015 |
Bir düş kur; ille de tozpembe olması gerekmez düşlerinin rengi, en çok hangi renkte buluyorsan kendini, aldırmadan serpiştir düşlerine, bir düş kur ki; tepeden tırnağa senin olsun, her yerini güzelliklerle beze... |
NİNENİN MEKUPLARI 5 - 05/01/2015 |
. |
KAÇAK - 26/11/2014 |
Sensizliğim acı veriyordu bana, karanlık sokakların sensizliğinde, ölümün beni daha çabuk bulmasından korkuyordum ve ben bu nedenle en kolay yolu seçtim: Sensizliğimden kaçtım |
SANA GÜVENİYORUM - 30/10/2014 |
Kimi çocuklar vardır bir oyuncağa hasret, Kimi çocuklar vardır bir kitap düşünde, Kimi elindekini paylaşma derdindedir, Hayat güzelleşir böyle düşününce, |
SANA GÜVENİYORUM - 30/10/2014 |
Kimi çocuklar vardır bir oyuncağa hasret, Kimi çocuklar vardır bir kitap düşünde, Kimi elindekini paylaşma derdindedir, Hayat güzelleşir böyle düşününce, |
Devamı |