CESARET  BAŞARI  GETİRİR  

Merhaba Acıpayam’ın güzel insanları, bu köşemde yine farklı bir konu ile huzurunuzdayım.

Yıllarca eşimi resmi bir kuruma katabilmek için öpmediğim el kalmamıştı. Bu durumdan sıkılmıştım. Neden ben birilerinden iş bekliyorum. Her şeyi devletten beklemek biraz da acizlik olduğunu düşündüm.

Kendi girişimcilik ruhuma da inandığım için, bir akşam neden eşime kendi işini kurmayayım düşüncesinden yola çıkarak, her zaman yaptığım pazarlama organizasyonu işimin ofisini ilçemizde açmak adına bir girişimde bulunsam ve buna bağlantılı olarak iş takip bürosu adı altında ofis açsam olmaz mı fikri ile yola çıktım ve bu konuyu eşimle paylaştım. Eşim önce bu konuda tereddüt içinde olduğunu, yapabilir miyim gibi bir soru sordu. Bende fikir benden uygulamak senden.

Yapanlar senden üstün değil, yaparsın diyerek eşimin işini kurmaya koyuldum. 2004 yılı Temmuz ayında resmi olarak eşimin iş yerini açtık. Başlangıçta ufak bir iş takip bürosu idi, ancak sonrasında ilçede olmayan bir işe dönüştürmek gerektiğini düşündüm. Eşimi emlak kursuna göndererekten sertifika aldırıp, ilçemizde olmayan Emlak Danışmanlığı işini kurduk. Başlangıçta her kesimden olumlu olumsuz fikirler geldi. Hatta bana delisin dediler. Acıpayam’da emlak işi yürümez, herkes emlakçı burada dediler.

Ben de eşime yılma önemli olan olmayanı yapmak ve olmaz denileni başarmaktır asıl olan diyerek hep cesaret vermek suretiyle zorlukları birer birer aştık. Bu süreçte ağabeyimi de yanımıza alarak ve ona da sertifika aldırarak tüm olumsuz konuşmalara kulaklarımızı tıkadık ve yolumuza devam ettik.

Asıl bizi üzen her zaman eşimin ve ağabeyimin emekleri karşısında hiçbir resmi kaydı olmayan ayakçı emlakçı dediğimiz kişilerin haksız kazanç elde ederek, devlete bir kuruş vergi vermeden çalışıyor olmalarıydı. Bunun önüne geçebilmek için yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Devlet bu tür kayıt dışı kazanç elde edenleri takip etmediği sürece de yapılacak bir şey de yok.

Oysa insanlarımız bu tür kaydı kuydu olmayana rağbet etmese hem kendileri adına hem de devlet adına daha sağlıklı olur. Her neyse en sonunda bu tür insanları Allah’a havale etmekte bulduk çıkar yolu…

Eşimi ve bizi mutlu eden olmaz denilen işi ilçemizde her türlü zorluk ve sıkıntıya rağmen sürdürebilmiş olmamız ve gittikçe bizim izimizden birilerinin de geliyor olması….

Gittikçe de bu emlak işini yapmak adına Halk Eğitimin açtığı kurslara katılarak ve Denizli Emlakçılar Odasının düzenlediği kurslara katılarak sertifika alarak yeni yeni emlak ofislerin açılıyor olması doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Önemli olan zaten taklit eden değil taklit edilen olabilmektir. Şu ana kadar açılan ve açılacak olan emlak ofislerinin daha da çoğalması adına her türlü katkıya eşim ve ağabeyim hazır olduğunu da biliyorum.

Çünkü bu tür hizmeti Acıpayam halkı hak ediyor. Tek bir yere bağlı kalmak yerine seçme olanağına sahip olmalılar diye düşünüyorum. Hem her şeyi devletten beklememek hem de kendi işinin sahibi olmak adına bu tür iş yerlerinin açılmasına her zaman yardımcı olmak gerekir diye düşünüyorum. Ticarette dibi görmekte var zirveyi görmekte, önemli olan kararlı olabilmek, yılmamak…

Bertolt Brecht’in şu sözünü hep beğenmişimdir. “Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün yarına dünle beslenerek yol alır.” Harika bir söz… Ticarette çalkantıların olur, sıkıntıların olur, hataların olur, batarsın da çıkarsın da, ama önemli olan yılmamak ve kararlı şekilde yoluna devam etmek.

Belki biz bu işi kurarken hatalar da yaptık, çok sıkıntı da çektik. Zengin de olmadık. Ancak dürüst olduk, doğru olduk ve bugüne kadar da bu nedenle ayakta kaldık. Yeni açan ve açacak arkadaşlar belki tecrübeleri ile, belki ekonomik güçleri ile bu işi icra etmeye çalışacaklar, her ne şekilde olursa olsun ben açanlara ve açacaklara canı gönülden başarılar diliyorum.

Acıpayam halkı daha iyi hizmetleri hak ediyor. Yinede değinmeden geçemeyeceğim. Lütfen ayakçı emlakçılığa pirim vermesinler. Eğer bir kazanım, bir emek varsa bir işin ucunda devletine vergisini de verecek arkadaş bu tür işten getiri elde edenler.

Verenler enayi değil. Bu dünyanın bir de öbür tarafını unutmayalım. Çocuklarımıza yedirdiğimiz her lokmanın helal olması gerektiğini (inanıyorsak eğer) bilelim. Lütfen bu insanlar koyun değil kırkılacak… Yaptığımız işin hakkını verelim ve edep terbiye kurallarını da çiğnemeyelim. Bu kadar insan kursa katılıyor, bedel ödüyor, ofis açıyor masraf ediyor, vergi veriyor, kira veriyor, bağ kur ödüyor, eleman çalıştırıyor.

Öyle ise neden diğerleri aradan malı götürüyor. O zaman bu kadar iş yeri açan enayi, kayıtsız gelir getirenler akıllı, öylemi? Allah inancı olan doğru yerde durur ve doğru olanı yapar.

Her neyse, başarı nedir dediklerinde ben şunu diyorum. Olmayanı ve olmaz denileni yapıp, yürüdüğün izden birilerinin de yürümesini sağlamaktır. Eğer bu insanlar olmaz denileni yaptıysa ve birileri acabamı derken cesaret örneği gösterip girişimcilik örneği göstererekten epey bir yol kat ettiyse, bekleyin görün ileriki zamanlar da Acıpayam’da olmayan, ama insanlık yararına daha ne işler yapacaklardır. Yeter ki, girişimci ve yeni iş fikirlerine açık olmaya devam edelim. Önemli olan yeniliğe ve değişime ayak uydurabilmektir.

Sevgili Acıpayam’lılar ilerde daha güzel yeni iş fikirleri ile beraber olmak umuduyla… Bende iş fikri çok. Yeter ki uygulayacak cesaretli insanlar olsun yanımda… Ben Acıpayam için her türlü güzel, yeni hizmetlere varım. Belki görevim gereği uygulama olanağı bulamam, ancak bu iş fikirlerini uygulayacaklara da açığım. İnsanlık için insanlık adına her türlü yararlı hizmete varım diyenlerle bir arada olmak umuduyla…. Saygılarımla….

Mehmet ÇAĞDAŞ