sitene türk bayrağı

   


Metin ALKAN
metin_alkan_20@hotmail.com
RAMAZAN ORUCUNU NİYET EDİP, BAŞLANILANORUCU BOZMAK
29/04/2021
RAMAZAN ORUCUNU NİYET EDİP, BAŞLANILAN ORUCU BOZMAK
Rahman ve rahim olan Allah(ın adıyla
Ameller niyetle sıhhat kazanır ve ona göre karşılık görür. Niyet edilip başlanılan bir ibadeti zaruri bir sebep yokken bozmak meşru değildir. Böyle yapan kimse hem günahkar olur, hem de kendisine bazı amellerde keffaret gerekir.
O halde özellikle ramazan orucuna niyet edip, zorlayıcı bir sebep yokken onu bozmak asla doğru ve caiz değildir. Aksi halde bu hususta biri manevi, diğeri maddi müeyyide bulunuyor. Mane¬vi müeyyide, günahkar olup muahaza edilmektir. Maddi müeyyide o orucu hem kaza, hem de keffaretle telafi etmektir.
Konuyla Îlgili Hadisler
Cabir (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber vermiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz fetih yılında Mekke'ye doğru hareket etti. Kur'al-Ğamîm mevkiine gelinceye kadar oruca devam etti ve çevresindeki insanlar da oruç tut¬tular. Derken biri Ona:
"Ya Rasulallah! Doğrusu oruç şu in¬sanlara sıkıntı ve meşakkat getirdi ve onlar sizin ne yaptığınıza (ve yapacağınıza) bakıyorlar" dedi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz içinde su bulunan bir tas istedi ki, zaman olarak ikindiden hemen sonra idi. Ra¬sulüllah (s.a.v.) o suyu içti, insanlar da Ona bakıp duruyor¬lardı. Bu sebeple oradaki insanlardan bir kısmı iftar etti, bir kısmı ise oruçlarına devam ettiler. Rasulüllah'a (s.a.v.) bir kısmının oruca devam ettiği haber verilince şöyle buy¬urdu:
"İşte onlar usat (asi kişiler) dir. "[182]
Ebu Said (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz, yağan yağmurla oluşan bir akarın kenarına geldi ki yaz mevsimi idi, yanındaki in¬sanlar da süvari değil, yaya bulunuyorlardı. Kendisi ise bir katıra binmiş durumda idi. Arkadaşlarına seslenerek şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Şu sudan içiniz."
Ravi diyor ki, buna rağmen onlar içmekten kaçındılar. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) onlara:
"Ben sizin durumunuzda değilim, benim durumum daha kolay, çünkü binek üzerindeyim" buyurdu. Buna rağmen o insanlar yine su içip oruçlarını bozmaktan kaçındılar. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) uyluğunu çevirip bineğinden indi ve o sudan içti, arka¬daşları da içtiler. Oysa Rasulüllah (s.a.v.) pek içmek iste¬miyor, oruca devam etmeyi arzuluyordu."[183]
Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz fetih yılında ramazan ayında oruçlu olarak yola çıktı. Ta ki yolda bir su birikinti¬sine geldi ki öğlenin evveli idi. İnsanlar ise iyice susamıştı; o yüzden boyunlarını uzatıp o suya iştiyak duyduklarını (ister-istemez) belli ediyorlardı. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz içinde su bulunan bir tas istedi ve o tası eline alıp insanların iyice görmesini sağladıktan sonra içti ve arkasından oradaki insanlar da oruçlarını bozup içtiler."[184]
Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlal Ve İhticacları
Bundan bir önceki konuda, bu meseleye yer verildi ve müctehidlerin görüş, tesbit ve istidlalleri açıklandı.
Böylece yolculukta oruç sıkıntı ve meşakkat doğuruyorsa, o takdirde niyet edilip tutulmaya başlansa bile orucu bozmak meşru'dur. Ancak bilindiği gibi, Malikilere göre bunun için hem kaza, hem de keffaret gerekir. Diğer üç mezhebe göre, sadece kaza gerekir.
Tahliller Ve Diğer Rivayetler
Cabir ve Ebu Said hadisleri sahihtir. O bakımdan istidlal ve ihticaca salih görülmüşlerdir. Böylece yolculukta oruç sıkıntı ver¬diği takdirde iftar etmenin meşru olduğu hükmü ortaya çıkıyor. Aynı zamanda oruçtan dolayı sıkıntı duymayan kimsenin de bu hususta sıkıntı çeken arkadaşlarına uyması söz konusudur. Nite¬kim Rasulüllah'ın (s.a.v.) arkadaşlarının durumunu hafifletmek ve onları rahatlatmak için, kendisi fazla sıkıntı duymadığı halde orucunu bozduğu buna misal teşkil etmektedir.
Buna rağmen orucunu bozmak istemeyenler kınanmıştır. Çünkü Rasulüllah'ın (s.a.v.) sözü ve davranışı onlar için yeterli ruhsattır. Buna uymadıkları için "usat" (asiler) olarak vasıflandırılmışlardır. Bu kelime burada daha çok, ruhsata uyma¬makta direnme anlamında kullanılmıştır.
1121 nolu İbn Abbas hadisinin bir benzerini Buhari, Meğazi bölümünde Halid tarıkıyla tahric etmiştir ki, mealen şöyledir:
"Rasulüllah (s.a.v.) ramazanda (sefere) çıktı ki Onunla be¬raber çıkanların bir kısmı oruçlu, bir kısmı iftarlı idi. Bineğinin üzerinde doğrulunca, içinde süt ve su bulunan bir kap istedi ve getirilince onu bineğinin üzerine koyduk¬tan sonra oradaki insanlara durup baktı... (ve sonra onu içti...)"
Bu babda iki rivayet daha bulunuyor ki, biri diğerinin şahidi ve kuvvetlendiricisi oluyor. Böylece oruca geceden niyet getiren yolcunun gündüzleyin orucunu bozmasının caiz olduğu ortaya çıkıyor ve bundan dolayı keffaret gerekmediği anlaşılıyor. Nitekim cumhur da aynı görüştedir.
Ancak İbn Hacer'in de dediği gibi, bütün bunlar, yolculuk halinde iken geceden niyet getirip gündüzledikten sonra orucu bozmanın cevazına delalet eden rivayetlerdir. Bir de yolculuğa çıkmadan evinde oruca niyet ettikten sonra gündüzleyin sefere çıkan oruçlunun iftar etmesi caiz midir? Cumhur bunun caiz ol¬madığını belirtmiştir. İmam Ahmed ve İshak ise bunun cevazına kail olmuşlardır. Müzeni de bu görüş ve ictihadı benimsemiştir. Nitekim Cabir hadisi bu hükmü ifade etmektedir. İbn Abbas hadi¬si de buna şahit olan rivayetlerden biridir.
Çıkarılan Hükümler
1- Yolculuk halinde bulunan oruçlunun, geceden de niyet ge¬tirmiş olsa, gündüzleyin orucunu bozması caizdir. Bundan dolayı keffaret gerekmez.
2- Evinde eyleşik iken oruca niyet eder ve sabah olunca sefere çıkarsa, Hanbelilere göre, orucunu bozması caizdir ve bu du¬rumda keffaret de gerekmez.
3- Malikilere göre, bozması caiz değildir. Ancak bozacak olursa, sadece kazası gerekir. Ama seferi halde iken geceleyin oru¬ca niyet eder ve gündüz olunca, zorlayıcı bir sebep olmaksızın oru¬cunu bozan kimseye, bu mezhebe göre, hem kaza, hem de keffaret gerekir.
4- Hanefî ve Şafiilere göre, evinde iken oruca niyet eder ve sabah olunca sefere çıkarsa, artık o gün iftar etmesine ruhsat yok¬tur. Zorlayıcı bir sebep olmadığı takdirde tamamlaması gerekir.
5- Yolculukta oruca niyet eden kimse, arkadaşları meşakkat duyar da oruçlarını bozarlarsa, onun da bozması evladır. Özellikle kafile başkanı olarak bulunuyorsa, önce onun iftar etmesi uygun olur. Allah CC selamı Rahmeti bereketi üzerinize olsun.
METİN ALKAN
EĞİTİMCİYAZAR

 



769 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ŞU AHİR ZAMANDA KIYAMET ALAMETLERİ - 31/08/2024
ŞU AHİR ZAMANDA KIYAMET ALAMETLERİ
MUHARREM AYI- AŞURA GÜNÜ ÖNEMİ VE DEĞERİ - 17/07/2024
MUHARREM AYI-AŞURA GÜNÜ ÖNEMİ VE DEĞERİ
DİNİMİZDE KUL HAKLARI - 19/04/2024
DİNİMİZDE KUL HAKLARI
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ - 18/03/2024
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
ORUÇ AYI RAMAZAN'IN ÖNEMİ - 12/03/2024
ORUÇ AYI RAMAZAN'IN ÖNEMİ
İSRA VE Mİ'8AC - 06/02/2024
İSRA VE Mİ'RAC
EBU UBEYDE BİN CERRAH - 21/12/2023
EBU UBEYDİ BİN CERRAH
ORTAASYADA ANADOLUDA BALKANLARDA AVŞAR TÜRKLERİ - 24/11/2023
ORATASYADA ANADOLUDA BALKANLARDA AVŞAR TÜRKÜLERİ
NAMAHREMDEN SAKINMAK - 29/09/2023
NAMAHREMDEN SAKINMAK
 Devamı
LİDER TARIM
 
Aktif Ziyaretçi32
Bugün Toplam136
Toplam Ziyaret6754296